Archives

Galeri

Gölge Oyununun İlk Kadın ‘Hayalisi’

Türkiye’nin önde gelen Karagöz ustalarından Suat Veral’dan eğitim alan Merve İlken, yıllar içinde kendisini geliştirerek ülkenin ilk kadın “hayalisi” oldu.

Türkiye’nin önde gelen Karagöz ustalarından Suat Veral’dan eğitim alan Merve İlken, yıllar içinde kendisini geliştirerek ülkenin ilk kadın “hayalisi” oldu. İzleyenlerin perdede gördükleri Karagöz ve Hacivat karakterlerinin erkek olması nedeniyle duydukları sesin de bir erkeğe ait olduğunu düşündüklerini söyleyen İlken, perdenin arkasından çıktığında seyircinin bir kadın görünce şaşırdığını anlattı.

Merve İlken, “Hatta bazı anneler ‘Benim kızım da sizin gibi olsa keşke.’ diyor. Eğitimlerimizde kız çocukları ile erkek çocuklarını tabii ki ayırt etmiyoruz. Bu onur ve gurur verici bir şey. Bir kadın olarak da bu tarz tepkiler almak çok hoş.” dedi.

Geleneksel Türk gölge oyununu, genç kuşaklara tanıtmak için çalışmalar yaptığını anlatan İlken, 7’den 77’ye her yaş diliminden öğrencileri olduğundan bahsetti.

Kendisinin ahilik sistemiyle yetiştiğini ve çıraklarını da bu şekilde eğittiğini söyleyen İlken, “Benim ustalarım nasıl bir ahilik sistemiyle geldiyse ben de o şeklide yetiştim. Ustamın mutfağında piştim. Bu noktada Türkiye’nin ilk kadın Karagöz sanatçısı yetişti.

Galeri

Gölge Oyununun İlk Kadın “Hayalisi” Mesleğinin İnceliklerini Genç Kuşaklara Aktarıyor

Türkiye’nin önde gelen Karagöz ustalarından Suat Veral’dan eğitim alan Merve İlken, yıllar içinde kendisini geliştirerek ülkenin ilk kadın “hayalisi” oldu.

Türkiye’nin önde gelen Karagöz ustalarından Suat Veral‘dan eğitim alan Merve İlken, yıllar içinde kendisini geliştirerek ülkenin ilk kadın “hayalisi” oldu.

Ustası Suat Veral’dan aldığı eğitimin ardından yurt içi ve yurt dışında sunduğu gösterilerle beğeni toplayan Merve İlken, kendisi gibi başka kadınların da geleneksel Karagöz sanatı ile ilgilenmesi için çalışmaya başladı. İlken’in bu yoldaki ilk çırakları ise Şevval ve Büşra Veral oldu.

Karagöz sanatında Türkiye’nin ilk hayalisi olma yolundaki hikayesini AA muhabiriyle paylaşan Merve İlken, bu sanatta usta-çırak ilişkisinin önemini vurguladı.

İlk Karagöz ustası Şeyh Küşteri’den bu yana bütün ustaların erkek sanatçılar olduğuna değinen İlken, Türkiye’nin ilk kadın karagöz ustası olmaktan onur duyduğunu dile getirdi. Büyük bir sorumluluğu olduğunu, ancak bundan da memnuniyet duyduğunu ifade eden İlken, şöyle konuştu:

“Bu alanda ilk olmam sadece benim için değil kültürüm, sanatım ve halkım için de önemli. Ustam beni yetiştirdiği zaman ‘Evet sen bu sanatı kadınlara, genç kızlara, tüm ülke halkına göstereceksin, tanıtacaksın, yeni nesillere aktaracaksın ama en önemli bir vazifen de Türk kadınının nasıl böyle erkek egemen bir sanatta yer aldığını gururla göstereceksin.’ dedi. Yurt içinde ve yurt dışındaki programlarımızda Türkiye’nin ilk kadın Karagöz sanatçısı denildiği zaman, gerçekten çok güzel tepkiler alıyorum. Ayakta alkışlanıyorum ama bu Merve’nin alkışlanması değil, geleneksel Türk gölge oyununun alkışlanması oluyor.”

“Perdenin arkasından bir kadın çıkınca şaşırıyorlar”

İzleyenlerin perdede gördükleri Karagöz ve Hacivat karakterlerinin erkek olması nedeniyle duydukları sesin de bir erkeğe ait olduğunu düşündüklerini aktaran İlken, perdenin arkasından çıktığında seyircinin bir kadın görünce şaşırdığını aynı zamanda da mutlu olduğunu anlattı.

Merve İlken, “Hatta bazı anneler ‘Benim kızım da sizin gibi olsa keşke.’ diyor. Eğitimlerimizde kız çocukları ile erkek çocuklarını tabii ki ayırt etmiyoruz. Bu onur ve gurur verici bir şey. Bir kadın olarak da bu tarz tepkiler almak çok hoş.” dedi.

Geleneksel Türk gölge oyununu, genç kuşaklara tanıtmak için çalışmalar yaptığını anlatan İlken, 7’den 77’ye her yaş diliminden öğrencileri olduğundan bahsetti.

Kendisinin ahilik sistemiyle yetiştiğini ve çıraklarını da bu şekilde eğittiğini söyleyen İlken, “Benim ustalarım nasıl bir ahilik sistemiyle geldiyse ben de o şeklide yetiştim. Ustamın mutfağında piştim. Bu noktada Türkiye’nin ilk kadın Karagöz sanatçısı yetişti. Sadece ben olmayacağım. Benden sonraki nesillere de aktarmak durumundayım. Çünkü gelenek ve sistem bunu gerektirir.” dedi.

Çırakları Şevval ve Büşra Veral’ı da ahilik geleneğiyle yetiştirdiğini anlatan İlken, şöyle devam etti:

“Karagöz eğitiminin bir sınırı yok. Çünkü bu çok kadim ve köklü bir sanat. Dolayısıyla 15 gün, 3 ay ya da 5 ay gibi bir zaman diliminde öğrenebilecek bir sanat değil. Karagöz evrensel bir sanat olduğu için kocaman bir deniz, okyanustur aslında. Her geçen gün yeni bir şey öğrenirsiniz. Şevval ve Büşra’nın da eğitimleri devam ediyor. Şu an usta oldular diyemem çünkü onlar da benim ustamdan gördüğüm ve kendimi şekillendirdiğim gibi kendilerini şekillendirecekler. Bu biraz zaman alacak tabii ki. Çünkü hayat insana her yaşında bir şeyler öğretiyor ve gölge oyunu da her geçen gün onu öğrenmek isteyen çırağa da yeni şeyler katıyor.

Amacının erkek egemen bir sanatta kadınlarla ilgili farkındalık oluşturmak olduğunu kaydeden İlken, “Bu sanatı sadece erkekler icra edebilir diye düşünemeyiz. Çünkü günümüzde kadınların girmediği hiçbir meslek dalı yok. Kadınlar da artık perdenin arkasına geçip, bu dünyanın farklı bir açısını görmeli. Dolayısıyla kadınların, bu sanatın içinde de olması gerekir.” ifadelerini kullandı.

“Globalleşen dünyada kültürler kayıp gidiyor”

Merve İlken’in öğrencilerinde 20 yaşındaki Şevval Veral da babası Suat Veral’ın bu sanatın içinde olmasının kendisi için büyük avantaj olduğunu dile getirdi. Veral, “Ustam ‘Ben ilk kadın Karagözcüyüm evet ama bu işe sen de neden el atmayasın?’ dedi. Bu şekilde ben de kendimi yetiştirmeye çalıştım.” dedi.

İlken’in diğer öğrencisi 24 yaşındaki Büşra Veral da doğduğundan beri bu sanatın içinde olduğunu söyleyerek, “Globalleşen dünyada kültürler kayıp gidiyor. Hem kendi kültürümüzü unutmamak adına hem de diğer gençlere örnek olmak adına bunun çok değerli bir şey olduğunu düşündüm. Şu an çalışmalar yapıyoruz, oynatıyoruz. Gayet de güzel oluyor.” diye konuştu.

www.mynet.com

Galeri

The Guide İstanbul Dergisi Türkiye’nin İlk Kadın Hayalisi İle Röportajdaydı

İstanbul’un tüm güzelliklerini, tarihi mekanlarını, kültür sanatını, yabancı misafirlerimize aktaran önemli dergilerinden The Guide İstanbul dergisi Hayali Merve İlken ile röportaj gerçekleştirdi.

Derginin haziran sayısında yer ayırdığı, geçmişten günümüze Türk gölge oyunu sanatı ve tarihçesiyle yer buldu. Ayrıca geleneksel Türk gölge oyunu sanatında önemli projelere imza atan Hayali Suat VERAL’ın yetiştirdiği Türkiye’nin ilk kadın Karagöz sanatçısı Merve İLKEN ile yaptığı röportajda, sanatçı icra ettiği sanat hakkında önemli bilgilendirmeler yaptı.

www.theguideistanbul.com 

Galeri

Gümüşsuyu Halı, Hacivat ve Karagöz’ü İzleyiciyle Buluşturuyor

Erciyes Anadolu Holding’in halı sektöründeki öncü markası Gümüşsuyu Halı, Türk gölge oyununun önemli ustalarından Suat Veral ve Türkiye’nin ilk kadın gölge oyunu sanatçısı Merve İlken ile kültürümüzün vazgeçilmez mirası geleneksel orta oyunu olan Hacivat ve Karagöz’ü canlı yayında izleyicisiyle buluşturuyor.

Türk Kültürünün tanınması ve gelecek nesillere aktarılması adına her kesimden izleyicinin katıldığı canlı yayın etkinliği, Koronavirüs’le (Covid-19) mücadele edilen ve ramazan eğlencelerine hasret kalınan bu zor günlerde izleyicilerine eğlenceli anlar yaşatıyor. Eğitici ve öğretici olmasının yanında daha önce Hacivat ve Karagöz gösterisi izleme imkanı bulamayan çocuklar da bu sayede geleneksel Türk orta oyunuyla tanışmış oluyor. Sponsorluğunu Gümüşsuyu Halı’nın üstlendiği, Suat Veral ve Merve İlken’in hazırlayıp sunduğu Hacivat ve Karagöz Geleneksel Orta Oyunu gösterisi, Ramazan ayı boyunca iftardan sonra her akşam Gümüşsuyu Halı’nın Youtube ve İnstagramTv (IGTV) hesapları üzerinden izleyicisine keyifli anlar yaşatmaya devam ediyor.

 

www.kayseritelgraf.com

Genel

Karagöz ve Hacivat Bu Ramazan Bütün Evlerde

Ramazan gecelerinin eğlencesi geleneksel Türk gölge oyunu, koronavirüs sürecinde bu sanatın önemli ustalarından Suat Veral ile Türkiye’nin ilk kadın karagöz sanatçısı yeğeni Merve İlken sayesinde, sosyal medya üzerinden evlere konuk oluyor.

 

Ramazan ayında da devam eden koronavirüs tedbirleri nedeniyle, kalabalık salonlarda izlemeye alıştığımız Karagöz ve Hacivat da online ortama ayak uydurmak durumunda kaldı.

Geleneksel Türk gölge oyununu gelecek kuşaklara aktarmak adına büyük çaba sarf eden Suat Veral ile karagöz sanatçısı Merve İlken, bu süreçte Karagöz-Hacivat’ın gösterilerini sosyal medya üzerinden izleyiciyle buluşturuyor.

Veral ve İlken’in hazırlayıp sunduğu gösteri, sponsorluklarını üstlenen bir halı firmasının instagram sayfası üzerinden her akşam iftardan yarım saat sonra yayında oluyor.

Koronavirüs sürecini evde kalarak geçirenler, bir çok alanda olduğu gibi Türk gölge oyunu sanatında da bir ilke tanıklık ediyor.

“KARAGÖZ VE HACİVAT, MESAJLARINI TOPLUMA İLETMEYE DEVAM EDİYOR”

Gölge oyunu sanatçısı Suat Veral, Hacivat ve Karagöz’ün, koronavirüs salgını sürecinde alınan tedbirler nedeniyle bu ramazan ayında meydanlarda değil, herkes gibi evde olduğunu dile getirdi.

Gösterilerine online olarak devam ettiklerini anlatan Veral, Karagöz ve Hacivat’ın yeni konu başlıklarıyla izleyici karşısına çıktığını ve bugünkü ortama çok iyi adapte olduğunu söyledi.

Karagöz ve Hacivat’ın bu süreçte izleyicilere moral olmaya devam ettiğini belirten Veral, “Hacivat ve Karagöz’ün gösterilerindeki konu içerikleri, çocuklara ve büyüklere eğlenceli ve güzel bir serüven yaşatıyor. Gösterileriyle mesajlarını topluma iletmeye devam ediyor. Bu ramazanda da Karagöz ve Hacivat’a çocuklar, gençler ve toplum tarafından büyük ilgi var.” dedi.

Mesleğinde 41 yılı geride bırakan Suat Veral, “Karagöz’ün her zaman hazırlıklı olması gerektiğini düşünüyorum. Topluma hangi yenilikleri sunabileceğimin hazırlıklarını yapıyorum. Tabii bu malum süreç içinde yenilikler bize de ışık tutmuş oldu. Karagöz ve Hacivat bu süreçte de hazır olduğunu göstermiş oldu.” diye konuştu.

“TOPLUMA GÜZEL MESAJLAR VERECEKLER”

Gölge oyunu sanatını özveriyle icra ettiklerini dile getiren Veral, sözlerine şöyle devam etti:

“Gölge oyunu topluma her zaman destek olmuş, bu iki karakter bize bir çok şeyi anlatmıştır. Bugün de yeni konu başlıkları ile Karagöz ve Hacivat bizlere moral ve motivasyon açısından güzel mesajlar veriyor.

Sadece koronavirüs meselesi değil, lösemi gibi ince hastalığı olan çocuklarımıza ya da diğer hastalarımıza da Karagöz çok destek olmuştur. İşitme engelli çocuklara, gençlere, toplumun bir kesimine Karagöz her zaman faydalı olmuştur. Motivasyon, toplumu birleştirme, kardeşlik duygularını yaşatan bir karakterdir. Karagöz bizim için çok değerli. Benim bile tasvirlerini hazırlarken heyecan duyduğum bir karakter. Bugünkü ortamda da topluma güzel mesajlar verecekler diye düşünüyorum.”

“KARAGÖZ BU DUYGUYU AYRI BİR HEYECANLA YAŞIYOR”

Koronavirüs sürecinde kendileri açısından çok fazla değişen bir durumun olmadığını ifade eden Veral, “Hayali olarak perdemizi kurduğumuzda izleyici bizi göremiyordu, Karagöz ve Hacivatı görüyordu. Bizim için çok değişen bir şey yok. Amaç zaten Karagöz ve Hacivat’ın ortada olması. Bugün seyircinin tam karşısında değiliz belki ama Karagöz bence bu duyguyu ayrı bir heyecanla yaşıyor. Karagöz ve Hacivat, bu süreçte kitlenin daha çok olduğu online ortamda, internet aracılığıyla bir çok eve, belki dünyanın diğer ucundaki bütün insanlara sesini duyuruyor. Bence çok faydalı olan noktadan da bakmak lazım. Hayat böyle çünkü. Bazen bunları da yaşamamız gerekiyor. Bizler evdeyiz ama Karagöz ve Hacivat da evde ve evden güzel mesajlar dünyanın bir ucuna kadar gidiyor.” şeklinde konuştu.

“KARAGÖZ, TEKNOLOJİ SAYESİNDE BÜTÜN EVLERE KONUK OLUYOR”

Türkiye’nin ilk kadın Karagöz sanatçısı Merve İlken de bu süreçte, “Teknoloji ile Karagöz ve Hacivat nasıl ilerleyecek?”, “Karagöz teknolojiden etkilenecek mi?” sorularının cevabını yaşadıklarını ifade etti.

Bu ramazan ayında Karagöz meydanlarda olmasa da teknoloji sayesinde bütün evlere konuk olabildiğini belirten İlken, “Bunu da sosyal medya üzerinden Karagöz’ün çizgisini hiç bozmadan, gölge oyununu devam ettirerek sürdürüyoruz. Bu noktada çocuklarımız, sosyal medyayı bir nevi iyi kullanmaya çalışacaklar. Aileleriyle birlikte sosyal medya üzerinden ortak bir noktada buluşmuş olacaklar.” dedi.

 

www.sabah.com.tr

Galeri

Türkiye’nin İlk Kadın Karagöz Ustası

Yüzlerce yıldır sürdürülen geleneksel Türk gölge oyunu sanatını icra eden Merve İlken, Türkiye’nin ilk kadın Karagöz ustası olmanın gururunu yaşıyor.

Karagöz, Hacivat, Tuzsuz Deli Bekir, Kanlı Nigar… Geleneksel Türk gölge oyunun bu sevilen kahramanlarını perdenin arkasında oynatan isim, bu kez bir kadın… Türkiye’nin ilk kadın Karagöz ustası Merve İlken, 12 yıldır icra ettiği sanatını TRT Haber’e anlattı.

Karagöz ustası olmaya nasıl karar verdiniz?

Bu sanatla çok küçük yaşlarda tanıştım. Hatta şunu söylemek çok hoşuma gidiyor; gözümü açtığımda Karagöz ile Hacivat’ı gördüm diyebilirim. Ustamın aynı zamanda yeğeni olduğum için bu sanatı çok erken yaşlarda tanıdım. Bu benim için çok büyük bir şans oldu. Eğitim sürecimi bitirdikten sonra ustam sağ olsun bütün bilgilerini bana aktardı.

İlk kadın Karagöz ustası olarak çevrenizden nasıl tepkiler alıyorsunuz? 

Böyle kadim ve özel bir sanatın içinde ilk olarak yer almak tabii ki çok önemli, çok heyecan verici. Toplumda çok güzel tepkiler görüyorsunuz. Hem kadınların hem erkeklerin bakış açısı çok güzel. Çok büyük destekler aldım ben gerçekten. Özellikle kadınlardan tebrikler alıyoruz. Hatta ‘lütfen devam ettirin bizim çocuklarımız da sizler gibi ileride sanatçı olsunlar, sizleri örnek alsınlar’ diye bizi gönüllendirdikleri çok yer oluyor. Küçük bir kız çocuğunun gözleri, benim ilk kadın Karagöz sanatçısı olduğumu duyunca parlıyor mesela. Kesinlikle güzel tepkiler var. Başlarda her ne kadar bir kadından Karagöz sanatçısı olmaz deseler bile, biz bunu çok büyük bir şekilde aştık.

Halen ustanız Suat Veral’la birlikte mi yolunuza devam ediyorsunuz?

Biz onunla bir ekip olduk. Çoğu sanatta ustalar, öğrencilerini yetiştirdikten bir süre sonra ayrılırlar. Ama biz çok güzel bir ekip olduk. Bu tabii ustamın yüce gönüllüğünden kaynaklanıyor.

Sanatınızı nerelerde icra ediyorsunuz? 

Hem yurt içi hem yurt dışı programlarımız oluyor. Ramazanda ve ramazanın dışında çalışmalarımız oluyor. Çünkü biz, sadece bir ay içinde anılmak istemiyoruz. Bu sebeple 12 aya yaydık çalışmalarımızı. Anadolu’da ve yurt dışında çok büyük ilgi görüyoruz. Yurt dışı basını da çok büyük ilgi gösteriyor tabii ki Karagöz’e.

Yurt dışında hangi ülkelere gittiniz bugüne kadar? 

Karagöz dünyanın her yerinde olmaya devam ediyor. İtalya, Romanya, Katar, Malezya, Kore ilk aklıma gelen ülkeler… Her farklı kültürde Karagöz izi bırakmaya çalışıyoruz biz. Bu bizim için çok önemli. Karagöz sayesinde birçok ülkede bayrağımızı gururla alkışlatıyoruz.

Aynı zamanda Karagöz tasvirleri yaptığınızı biliyoruz. Bize biraz da bundan bahsedebilir misiniz? 

Geleneksel Türk gölge oyunu sanatı, sadece oynatmaktan ibaret değil. Sadece tasvir yaparak ya da sadece oyun oynatarak değil, her iki aşamayı da yaparak hayal (Karagöz ustası) olmuş oluyorsunuz. Baştan sona bütün aşamalarda yer almanız lazım. Ben de ustam gibi tasvir yapımıyla başladım bu işe. Çizerek, kalıp çıkararak, deri işleyerek, onu şekillendirip işleyerek bir tasvir elde ediyorsunuz. Sonra o tasviri perdede canlandırmaya başlıyorsunuz.

Oyun içeriklerini oluştururken nelerden besleniyorsunuz? 

İnsanların ilgisini çekebilecek, Karagöz’ün ince mizahıyla eğlendirirken öğrettiği yeri yakalamaya çalışıyoruz. Tabii günümüz çocukları güncel konularla daha çok eğleniyorlar. İlgilerini çekecek şeyleri perdede izlemeyi daha çok seviyorlar. Biz de oyunlarımızı tamamen güncel konuları tercih ederek yapıyoruz.

Tüketim çağındayız… Buna rağmen bir gelenek yaşatıyorsunuz. Bu zor olmuyor mu? 

Yetişkinler açısından değil belki… Ama çocuklar her şeyi çok çabuk tüketip, yeni bir şey arayışına girebiliyorlar. Karagöz’ün bu konuda güzel bir tılsımı var. Televizyondaki çizgi film karakterleri onların sorularına cevap veremiyor ya da onların aradığı şeye karşılık olamıyor. Ama çocuklar perdede Karagöz’ü izledikleri zaman acayip mutlu oluyorlar. Biz daha bir şey söylemeden, Karagöz’e sorular sorarak aslında iletişime geçiyorlar. Çocuklar sayesinde farklı konuları doğaçlama işleyebiliyoruz. Bu da bize gösteriyor ki Karagöz, bu tüketim çağının bir parçası değil. Her nesil seviyor… Çünkü bu Türk kültürüne ait bir sanat ve bizim çocuklarımız da bunu çok içten hissediyorlar.

 

www.trthaber.com