Archives

Galeri

Türkiye’nin İlk Kadın Karagöz Ustası

Yüzlerce yıldır sürdürülen geleneksel Türk gölge oyunu sanatını icra eden Merve İlken, Türkiye’nin ilk kadın Karagöz ustası olmanın gururunu yaşıyor.

Karagöz, Hacivat, Tuzsuz Deli Bekir, Kanlı Nigar… Geleneksel Türk gölge oyunun bu sevilen kahramanlarını perdenin arkasında oynatan isim, bu kez bir kadın… Türkiye’nin ilk kadın Karagöz ustası Merve İlken, 12 yıldır icra ettiği sanatını TRT Haber’e anlattı.

Karagöz ustası olmaya nasıl karar verdiniz?

Bu sanatla çok küçük yaşlarda tanıştım. Hatta şunu söylemek çok hoşuma gidiyor; gözümü açtığımda Karagöz ile Hacivat’ı gördüm diyebilirim. Ustamın aynı zamanda yeğeni olduğum için bu sanatı çok erken yaşlarda tanıdım. Bu benim için çok büyük bir şans oldu. Eğitim sürecimi bitirdikten sonra ustam sağ olsun bütün bilgilerini bana aktardı.

İlk kadın Karagöz ustası olarak çevrenizden nasıl tepkiler alıyorsunuz? 

Böyle kadim ve özel bir sanatın içinde ilk olarak yer almak tabii ki çok önemli, çok heyecan verici. Toplumda çok güzel tepkiler görüyorsunuz. Hem kadınların hem erkeklerin bakış açısı çok güzel. Çok büyük destekler aldım ben gerçekten. Özellikle kadınlardan tebrikler alıyoruz. Hatta ‘lütfen devam ettirin bizim çocuklarımız da sizler gibi ileride sanatçı olsunlar, sizleri örnek alsınlar’ diye bizi gönüllendirdikleri çok yer oluyor. Küçük bir kız çocuğunun gözleri, benim ilk kadın Karagöz sanatçısı olduğumu duyunca parlıyor mesela. Kesinlikle güzel tepkiler var. Başlarda her ne kadar bir kadından Karagöz sanatçısı olmaz deseler bile, biz bunu çok büyük bir şekilde aştık.

Halen ustanız Suat Veral’la birlikte mi yolunuza devam ediyorsunuz?

Biz onunla bir ekip olduk. Çoğu sanatta ustalar, öğrencilerini yetiştirdikten bir süre sonra ayrılırlar. Ama biz çok güzel bir ekip olduk. Bu tabii ustamın yüce gönüllüğünden kaynaklanıyor.

Sanatınızı nerelerde icra ediyorsunuz? 

Hem yurt içi hem yurt dışı programlarımız oluyor. Ramazanda ve ramazanın dışında çalışmalarımız oluyor. Çünkü biz, sadece bir ay içinde anılmak istemiyoruz. Bu sebeple 12 aya yaydık çalışmalarımızı. Anadolu’da ve yurt dışında çok büyük ilgi görüyoruz. Yurt dışı basını da çok büyük ilgi gösteriyor tabii ki Karagöz’e.

Yurt dışında hangi ülkelere gittiniz bugüne kadar? 

Karagöz dünyanın her yerinde olmaya devam ediyor. İtalya, Romanya, Katar, Malezya, Kore ilk aklıma gelen ülkeler… Her farklı kültürde Karagöz izi bırakmaya çalışıyoruz biz. Bu bizim için çok önemli. Karagöz sayesinde birçok ülkede bayrağımızı gururla alkışlatıyoruz.

Aynı zamanda Karagöz tasvirleri yaptığınızı biliyoruz. Bize biraz da bundan bahsedebilir misiniz? 

Geleneksel Türk gölge oyunu sanatı, sadece oynatmaktan ibaret değil. Sadece tasvir yaparak ya da sadece oyun oynatarak değil, her iki aşamayı da yaparak hayal (Karagöz ustası) olmuş oluyorsunuz. Baştan sona bütün aşamalarda yer almanız lazım. Ben de ustam gibi tasvir yapımıyla başladım bu işe. Çizerek, kalıp çıkararak, deri işleyerek, onu şekillendirip işleyerek bir tasvir elde ediyorsunuz. Sonra o tasviri perdede canlandırmaya başlıyorsunuz.

Oyun içeriklerini oluştururken nelerden besleniyorsunuz? 

İnsanların ilgisini çekebilecek, Karagöz’ün ince mizahıyla eğlendirirken öğrettiği yeri yakalamaya çalışıyoruz. Tabii günümüz çocukları güncel konularla daha çok eğleniyorlar. İlgilerini çekecek şeyleri perdede izlemeyi daha çok seviyorlar. Biz de oyunlarımızı tamamen güncel konuları tercih ederek yapıyoruz.

Tüketim çağındayız… Buna rağmen bir gelenek yaşatıyorsunuz. Bu zor olmuyor mu? 

Yetişkinler açısından değil belki… Ama çocuklar her şeyi çok çabuk tüketip, yeni bir şey arayışına girebiliyorlar. Karagöz’ün bu konuda güzel bir tılsımı var. Televizyondaki çizgi film karakterleri onların sorularına cevap veremiyor ya da onların aradığı şeye karşılık olamıyor. Ama çocuklar perdede Karagöz’ü izledikleri zaman acayip mutlu oluyorlar. Biz daha bir şey söylemeden, Karagöz’e sorular sorarak aslında iletişime geçiyorlar. Çocuklar sayesinde farklı konuları doğaçlama işleyebiliyoruz. Bu da bize gösteriyor ki Karagöz, bu tüketim çağının bir parçası değil. Her nesil seviyor… Çünkü bu Türk kültürüne ait bir sanat ve bizim çocuklarımız da bunu çok içten hissediyorlar.

 

www.trthaber.com

Galeri

Karagöz’ün İlk Kadın ‘Hayali’ Oldu

Geleneksel Türk gölge oyununun ustalarından Suat Veral’in yanında çocuk yaşta “yardak” olarak çalışmaya başlayan Merve İlken, 11 yıllık deneyiminin ardından Türkiye’nin ilk kadın Karagöz ustası oldu.

Türkiye’nin Karagöz ustalarından Suat Veral’in yanında “yardak” (yardımcı) olarak başladığı sanat hayatında, gölge oyunun pek çok inceliğini öğrenen 29 yaşındaki Merve İlken, Türkiye’nin ilk kadın Karagöz ustası (hayali) olarak sanatını icra ediyor.

Ustası Veral’in yanında fuar, festival ve oyunlarda sahne alan İlken, Karagöz sanatıyla ilgilenen, tasvirini yapan, oyununu oynatan, kurgulayan, perdesini kuran, seslendirmeyi yapan bir hayalinin bütün hünerlerini sergiliyor.

Merve İlken, Kukla Festivali kapsamında geldiği İzmir’de AA muhabirine Karagöz’le tanışmasını, “Ustam” dediği Suat Veral’in yardakçılığı ile geçen 11 yılı ve bir hayali olarak yaptıklarını anlattı.

“Türk kadınının yeteneğini gösteriyorum”

Karagöz ile Suat Veral’in yanında küçük yaşta tanıştığını, onun çalışmalarını ve gösterilerini saatlerce hayranlıkla izlediğini söyleyen İlken, seyrettiği ilk oyunla adeta büyülendiğini anlattı.

Ustasının kendisine “sen ilk kadın hayali olabilirsin” dediğini aktaran İlken, “Bu beni çok heyecanlandırdı. İyi bir ustadan, iyi bir eğitim aldım. 11. yılımdayım ve artık Türkiye’nin ilk kadın Karagöz sanatçısıyım. Hem kız çocuklarına, hem gençlere, iyi bir örnek olmaya çalışıyorum. Dünyanın bir çok yerinde Türk kadının gücünü ve yeteneğini gösteriyorum.” dedi.

İlken, ahilik geleneğiyle Suat Veral’in yanında yardak olarak çalışmaya başladıktan sonra perdenin arkasını görünce ilgisinin daha da arttığını anlatarak, “Karagöz benim için çok farklıydı. Birçok ses, farklı tonlar, bunlar her çocuğun ilgisini çektiği gibi beni de çekti, büyüledi. İlk başta nasıl olacak, yapabilecek miyim? Nereye gidecek bu süreç düşüncesi beni sürüklüyordu. Ama çok şükür 11. yılımdayım.” diye konuştu.

 

www.aa.com.tr

Galeri

İlken: Karagöz ile Hacivat Her Kuşağa Ayak Uydurabilir

Gölge oyunu yani halk ağzıyla ‘Karagöz ile Hacivat’ın Anadolu topraklarına gelişinin 500’üncü yılı. Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı unvanına sahip Merve İlken, aynı zamanda ilk kadın gölge oyunu ustası. İlken “Geleneksel Türk gölge oyunumuz öyle bir sanat ki her kuşağa ayak uydurabilecek kadar değişikliğe açık” diyor.

Gölge oyunu yani nam-ı diğer ‘Karagöz ile Hacivat’ Anadolu topraklarındaki 500’üncü yılını kutluyor. Bugün geleneksel sanatın vücut bulduğu perdenin arkasında ise ilklerin kadını var. Gölge oyunu ustası Merve İlken, kendi dalının ilk kadın ve en genç sanatçısı olarak biliniyor. Ahilik sistemi içinde yetişen sanatçı, aynı zamanda Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı unvanını taşıyor.

Karagöz ve Hacivat ile ilgilenmeye ne zaman başladınız?

Bir ‘hayali’nin (ustanın) oyun kurgulamasına ya da deriden tasvirler yapmasına bire bir şahit olan, işin mutfak kısmını gören bir çocuktum. Fakat Karagöz Hacivat ile bir sanat olarak tanışmam 10 sene önce oldu. Ustam Suat Veral’in aynı zamanda yeğeni olmam bu sanatın bana hediye ettiği ayrıcalıktır. Geleneksel Türk gölge oyunu sanatımızın temelini oluşturan iki ana unsur vardır. Bunlardan biri tasvir yapmak diğeri ise oyun oynatmak. Ustamın izinden gittim. Yine ustamın desteğiyle Kültür Bakanlığı’na müracaat ederek Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı unvanını aldım.

Ustanızdan öğrendiğiniz en büyük şey nedir?

Günümüzde ahiliğin ne demek olduğunu bilmeyen insanlar var. Usta-çırak ilişkisini bilmek, öğrettiklerinden feyz almak çok önemli. Ne olursa olsun bir işin en alt kademesinden başlamak ve öğrenerek temeli sağlam oluşturmak, o işin sizi çok ileriye taşıyacağı anlamına geliyor. Tabii ki bu aşamada iyi bir ustanızın olması da çok önemli. Çünkü sağlam ağaç güzel meyve verir.

Ahilik geleneğine göre siz de birilerini yetiştirmeyi ister misiniz?

Geleneksel Türk gölge oyunu sanatımızda ahilik geleneğini en uzun yaşayan ve dördüncü kuşak olarak devam ettiren sanatçı olarak biri ya da birilerini yetiştirmeyi istiyorum. Çünkü ahilik sistemindeki çırağa böyle bir sorumluluk yükler. Çırak olarak Şevval Veral’i yetiştiriyorum.

Siz hem ilk kadın hem de en genç Karagöz ve Hacivat ustasısınız. Bu zor sınavı nasıl geçtiniz?

Ben çok şükür ki bu sorumluluğun bilincinde olan gelenek ve göreneklerini nesiller boyu aktarmayı başaran Anadolu kadınlarının torunuyum. Geleneksel Türk gölge oyunu sanatı gibi bir değerde kadın sanatçı olmak beni ayrıca mutlu ediyor.

Karagöz ve Hacivat figürünü ele aldığınızda farklı bir yorum getirebildiniz mi? 

Geleneksel Türk gölge oyunumuz öyle bir sanat ki her nesle ayak uydurabilecek kadar değişikliğe açık. Fakat bir o kadar da değiştirilemez yanları var. Gölge oyunundaki Karagöz ve Hacivat gibi belli başlı ana karakterleri değiştiremezsiniz. Sadece oyuna yeni görevler, karakterler ekleyebilirsiniz.

Bu sanatın geleceği konusunda ne düşünüyorsunuz?

Bu sanatın geleceği çok parlak. İnanıyorum ki gençler Karagöz sanatına daha anlamlı gözlerle bakacak. Yurt içi ve yurt dışında yaptığımız tüm programlarda görüyoruz ki çocuklar Karagöz ile bambaşka bir bağ kuruyor. Özellikle yurt dışındaki yabancı çocuklar ve gençler Karagöz’ü tanıdıklarında kopmak istemiyorlar. Evrenselliğin yakalandığı bu kadim sanatta birlik ve barış mesajıyla geleceğin en sevilen karakteri Karagöz ile Hacivat olacak.

Ahilik geleneğini dördüncü kuşak devam ettiren bir sanatçı olarak bu meslekte en önemli kısmın usta-çırak ilişkisi olduğunu söyleyebilirim.

Her şey Yavuz Sultan Selim’in gölge oyunu sanatçısına rastlamasıyla başladı…

Gölge oyunu Anadolu topraklarında nasıl çıktı? 

Bu konuda farklı rivayetler var. Fakat yazılı kayıtlara bakarsak Mısır’dan Anadolu’ya geçti diyebiliriz. 1517’de Mısır’ı fetheden Yavuz Sultan Selim bir gölge oyunu sanatçısına rastlar. Oğlunun da bu sanatı görmesini ister ve sanatçıyı saraya getirir. O tarihten itibaren yeni ‘hayali’ler (usta) yetişir. Hayaliler hem tasvirde hem de oyunların konularında büyük değişikliklere giderek günümüzde bilinen Karagöz Hacivat’ı tasarlamışlar. Biz de bu gölge oyununun Anadolu topraklarına girişinin ve bugünkü halini alışının 500’üncü yıldönümüne özel sanatımızın dününü, bugününü ve geleceğini anlatan bir sergi açtık. Sergide baştan sona ustam Suat Veral’a ait deri üzerine el emeği ile yapılan özel çalışmalar var. Ayrıca Guinness’e aday büyük tasvirleri de sergiliyoruz.

www.star.com.tr

Genel

Türkiye’nin İlk Kadın Karagöz Sanatçısı

  • Sabit Yazı

Türkiye’nin önemli Karagöz ustalarından Suat Veral’ın yetiştirdiği 23 yaşındaki Merve İlken, Türkiye’nin ilk kadın Karagöz ustası olmaya hazırlanıyor. Yaklaşık 5 yıldır, Suat Veral’ın gösterilerinde “yardak” olarak çalışan İlken, bu alanda bir ilk olmanın heyecanını yaşıyor. 33 yıllık Karagöz ustası Suat Veral, AA muhabirine yaptığı açıklamada, aynı zamanda yeğeni olan Merve İlken’i, Türkiye’nin ilk kadın Karagöz ustası olması için yetiştirdiğini söyledi. Gittikleri bütün fuar, festival ve oyunlarda, İlken’in “yardak”(yardımcı) olarak görev yaptığını anlatan Veral, “Ben 33 yıldır bu sanatın içindeyim. Hiçbir zaman ‘tamam’ demedim. Onun için Merve de Ahilik geleneğinden geldiği şekilde yetişmeye devam ediyor” dedi.

Seslendirmeden dolayı Karagöz sanatçılarının bugüne kadar hep erkek olduğunu anımsatan Veral, “Evin reisi annedir. Dolayısıyla bugün genç kızlarımız, belki bir sanat ve meslek öğrenmek ya da kendilerini eğlendirmek için Karagöz sanatına eğilebilir. Kadınların bu sanat dalında da önlerini açmak gerekiyor. Belki kadınlar, Karagöz’ü çocuklarla daha iyi bütünleştirecek, bizlerden daha iyi diyalog kurabilecek. Karagöz oyununu yaygınlaştırdıkları gibi aile içinde birlik ve beraberliği de oluşturacaklar. Belki bu komşuya da yansıyacak, komşular da bu kültürden istifade edecek. Dolayısıyla, Karagöz ve Hacivat kadınlar da olabilir düşüncesinde Merve bir ilktir. Umarım Merve gibiler çoğalır” dedi.

Hayalinin, Karagöz sanatıyla ilgilenen, tasvirini yapan, oyununu oynatan, kurgulayan, perdesini kuran, seslendirmeyi yapan kişi olduğunu belirten Veral, Merve İlken’in çok küçük eksikleri dışında, hayalinin bütün hünerlerini sergileyebildiğini anlattı.

Merve İlken’in, ileride perdeye yansıtacağı gösterilerinde Karagöz ve Hacivat temasıyla ortaya çıkarak, diğer karakterleri de bir kadın sesiyle perdede oynatabileceğini söyleyen Veral, “Merve’nin eğitimi için, profesyonel sahnede oyununa ‘Zenne’ karakteriyle giriş yapıyoruz. Merve böylece, yaptığı seslendirmeyle perde hakimiyetine alışmaya başlıyor. Karagöz, takip, yoğrulma ve pişmeyle gelen bir sanat. Usta ne zaman ‘tamam’ derse, o zaman o iş olur. Merve benim yardağım olarak çalışıyor. Yardak, hayalinin yardımcısıdır, defe vurandır. Çıraklık da öyle başlar. Hayalinin yaptığı oyunun ezberi kendisinde de olur ” dedi.

 

www.aa.com.tr